Bugün Omurga
Cerrahisinin hastalarımıza en fazla güvenlik ve etkinlik sağlamak üzerine
kurulu bir örgütlenmesinin nasıl olabileceği konusunu tartışmak istiyorum.
Öncelikle, bir
omurga sorunumuz olduğunda ne yaptığımızı düşünelim. Örneğin bel ağrımız olsun.
Çok acil bir durum algılıyorsak, hemen bir hastanenin Acil bölümüne gidiyoruz.
Ama daha sık olarak, eşimizden dostumuzdan bize “iyi” bir doktor önermelerini
istiyoruz ve bu doktora ulaşarak tedavi olmayı istiyoruz.
Bunun ne zararı
var?
Birkaç zararı
var. Birincisi, alttaki şekilde gördüğümüz gibi, omurgamızın sorununu
çözebilecek hekimler arasından, tanışıklık esasına göre yalnızca biri ile
karşılaşıyoruz ve bundan sonraki seyrimiz bu kişinin yönlendirmesine kalıyor.
İlki ile
bağlantılı olan ikinci sakınca ise, başvurulan kişinin bizi tek bir gözlükle
incelemesi sonucu bazen de doğru olmayan yada yetersiz tedaviler ile
karşılaşmamız. Sonuçta doğru yaklaşımı bulmak biraz deneme/yanılma yöntemi ile
gerçekleşiyor, ama ne yazık ki, burada üzerinde deneme/yanılma yapılan biziz.
Ne yapmalı?
Bu sakıncaları
ortadan kaldıracak bir yapılanma bulunabilir. Bu yapılanmaları “Omurga ve
Omurilik Merkezleri (OOM)” olarak adlandıralım isterseniz. OOM içindeki bütün
sağlık birimleri yatay (eşit) olarak örgütlendiklerinden, bir hasta OOm’ne
başvurduğunda, konunun uzmanı bir hekim tarafından yapılan kısa bir
değerlendirme sonrasında ihtiyaç duyduğu sağlık personeli ile en kısa zamanda
buluşturulabiliyor. Yukarıdaki örgütlenmeden farkını belirtmek için aşağıdaki
şekle bakmakta yarar var:
Görüldüğü gibi bütün
ekip, her bir hasta için en iyi tedavi yaklaşımının nasıl olması gerektiğini
düşünüyor ve uyguluyor. Bu durumda deneme ve özellikle yanılma olasılığı en aza
indiriliyor.
Ek olarak “Hastama
önereceğim tedavi benim bildiğim tedavidir; uysa da, uymasa da” yaklaşımı
tümüyle ortadan kalkıyor.
İlginç değil mi?
Belki bundan sonra sağlık sorunlarımıza çözüm aradığımızda bu yaklaşım bize
rehber olabilir.