Bir önceki
yazımda skolyoz hastalığının hastaların önemli bir kısmında korkulacak
sorunlara neden olmadığından bahsetmiştim. Peki, korkulması (yada mutlaka tedavi edilmesi) gereken skolyozlar yok mu?
Var.
Skolyoz hastalığı hangi durumlarda ciddi sorunlar
oluşturabilir?
Öncelikle, daha
önce de bahsettiğim bir konuya, bu hastalığın doğal seyrine kısaca bakalım. Skolyoz iki nedenle ilerler demiştik:
- Çocuklarda boy büyümesi ile beraber (Ergenlik yada doğuştan skolyozlar)
- Omurganın çökmesi ile beraber (Kas hastalıklarının skolyozları ve erişkinlerin ileri skolyozları).
Bu durumda, hangi
skolyozların mutlaka izlenmesi ve gerekli durumlarda tedavi edilmesi
gerektiğini kestirmek nispeten kolay:
· Erken yaşlarda ortaya çıkan skolyozlar mutlaka ciddiye alınmalı;
o
Çünkü
hastanın önünde uzun bir boy uzaması dönemi var.
· Çocukların çok hızlı ilerleyen skolyozları mutlaka ciddiye alınmalı;
o
Çünkü
hem kritik derecelere ulaşması ihtimali yüksek, hem de altında bazı sinir
sistemi yada omurilik hastalıkları çıkabilir.
· Yaş ne olursa olsun belli dereceleri (Sırtta 50 derece, Belde 40 derece) geçen
skolyozlar ciddiye alınmalı;
o
Çünkü
bu dereceleri geçen skolyozlar büyüme bitmiş bile olsa hayat boyu
ilerleyebilir.
o
Çünkü
bu skolyozlar ciddi kozmetik sorunlara neden olabilir.
· Yaş ne olursa olsun 80 derecenin üzerindeki skolyozlar (tedavinin
yagınlaşması ile artık daha az göreceğimizi umuyoruz) ÇOK ciddiye alınmalı;
o
Çünkü
bu derecelerin üzerinde skolyoz ileri yaşlarda solunum sorunlarına neden
olabilir,
o
Yaşam
beklentisini azaltabilir.
· Kas hastalıkları ve diğer ciddi hastalıklarla birlikte ortaya çıkan
skolyozlar ÇOK ciddiye alınmalı;
o
Çünkü
çok çok hızlı ilerleyebilir ve hayat kalitesini çok olumsuz etkileyebilirler.
Görüldüğü gibi, bazı
skolyozlar ciddi kozmetik yada hayat
kalitesi sorunlarına neden olabiliyor, hatta hayatı bile tehdit edebiliyor.
Ama tersten düşününce de, burada
sayılanların dışındakiler de herhangi bir sorun oluşturmayabiliyor.
Bu konuda uzmanların görevi, tüm skolyoz hastalarını ve ailelerini
korkutup istismar etmek yerine, gerçek
bir risk ve tehlike analizi yapıp hasta ve ailelerine etik ve samimi rehberlik
sağlamak olmalı.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, sağlıcakla
kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder