14 Ağustos 2017 Pazartesi

Skolyoz hastalığını neden tartışıyoruz?

Omurga konusundaki yazılarıma bir süre ara vermiştim. Bu süre içinde boş durduğum düşünülmesin, skolyoz hastalığı üzerine bir YouTube kanalı oluşturup (https://www.youtube.com/channel/UC506qxzLUjpcbLEK4P-mRSg) hasta bilgilendirme etkinliklerimi başka bir ortama taşımıştım yalnızca. Ama, biraz da tekrar tartışılacak konular çıktığı için geri dönmeye karar verdim.

Neden skolyozdan bahsediyoruz?

Hem daha önceki yazılarımda hem de YouTube videolarımda skolyoz hastalığının sıklığı ve seyri hakkında bilgiler vermiştim. Her ne kadar oldukça sık (kızlarda %1) görülen bir hastalık olsa da, biliyoruz ki hastaların çoğu, skolyozlarının farkında bile olmadan ve hastalıktan hiçbir zarar görmeden yaşayıp gidiyorlar. Frakında olanların da çoğu, görüntü dışında fazla bir zarar görmeden yaşamlarını sürdürüyorlar. Böylece, aslında, hastalığın nispeten dramatik diyebileceğimiz bir sonuca varması (mesela ameliyat) olasılığı tüm skolyozların %1’i gibi hesaplanıyor.

O zaman bu gürültü niye?

Bu soruya net bir yanıt bulmak benim için çok zor. Ben skolyoz konusunu yazıyor ve anlatıyorum çünkü bana gelen hasta sorularının büyük bir çoğunluğunu panik içindeki ailelerden gelen “felaket, ne yapacağız şimdi?” soruları oluşturuyor. Hastalar ve aileleri arasında ciddi bir korku var ve internetten gelen (büyük ölçüde yanlış) bilgilerle de bu korku pompalanıyor da pompalanıyor. Çocukları skolyoz teşhisi aldığında bütün aileler paniğe kapılıyorlar. Hastalığı bilen annelerin içi titriyor, acaba çocuğumda skolyoz olur mu, diye. Öyle bir yere geldik ki aileler normal çocuklarının skolyoz olmaması için tavsiye istiyorlar; hangi egzersizleri yapsın? Fizik tedaviye götürelim mi? Takdir edersiniz ki, bu çok büyük bir pazar.

Sonuç:

Skolyoz konusunda yazıyorum çünkü bildiğim en fazla istismar edilen konulardan biri. Diğeri bel ve boyun fıtıkları, yakında o konuya da girmeyi istiyorum.

Tekrar açıkça belirteyim. Skolyoz, seyrini iyi bildiğimiz, genellikle tedavi gerektirmeyen, gerektirdiğinde de tedavi edilebilen bir hastalıktır. Bunun istisnaları çok nadirdir, büyük ölçüde de çok erken başlayan vakalardır.


Korkmayalım, korkutmayalım, korkutulmayalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder